Geçmişi hissetmenin en güçlü yollarından biri, zamanın taşlarına yeniden hayat vermektir.

Anamur’da bulunan Anemurium Antik Kenti, geçtiğimiz günlerde işte tam da böyle bir ana sahne oldu.

Verilen konser, Yücelen Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı sponsorluğunda gerçekleşti.

Yüzyıllar önce tiyatro ve müzikle yankılanan, ardından uzun bir sessizliğe gömülen 2 bin yıllık Odeon, bu kez piyanonun zarif melodileriyle canlandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden dünyaca tanınan piyanist Rüya Taner, tarihi mekânda verdiği konserle yalnızca notaları değil, bir dönemin ruhunu da göğe yükseltti.

Antik Çağ’ın taş duvarlarında yankılanan melodiler, geçmişle bugünü ustalıkla buluşturdu.

Gözlerimizi kapattığımızda, kendimizi Roma döneminde bir konserin ortasında hissettik adeta.

Etkinlik; Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde, Mersin Valiliği ve Yücelen Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı iş birliğiyle düzenlendi.

Anamur halkı, etkinlik saatinden çok önce alanı doldurmaya başladı.

Uzun araç kuyrukları ve yoğun katılım, konserin ne kadar büyük bir heyecanla beklendiğinin açık göstergesiydi.

Gecede; KKTC Ankara Büyükelçisi, Kıbrıs’tan gelen davetliler, ilçe protokolü ve çok sayıda sanatsever bir aradaydı.

Ancak böylesine önemli bir etkinlikte Anamur Belediye Başkanı’nın yer almaması dikkat çekti.

Evet, herkesin kendi programı olabilir; fakat ilçenin tanıtımı açısından bu kadar değerli bir organizasyonda bulunmamak bana göre doğru bir tercih değildi.

Oradaki pek çok kişi gibi ben de bu durumu yadırgadım.

Çünkü bu etkinlik yalnızca bir konser değil; bir kültür bilinci, bir hafıza uyanışı ve tarihe duyulan saygının dışavurumuydu.

600 dönümlük bir alana yayılan Anemurium, Roma ve Bizans dönemlerinden bugüne ulaşan eşsiz bir miras.

Böyle bir miras yalnızca korunmakla kalmamalı; anlamlandırılmalı, yaşatılmalı.

İşte bu konser, tam da bunu başardı.

Anemurium’un taşlarında yeniden hayat bulan o melodiler, bizlere bir kez daha hatırlattı ki:

Tarih, sadece geçmişte kalan bir zaman dilimi değil; doğru dokunuşlarla bugünü şekillendirebilecek bir ruhtur.

Umarım bu etkinlik, kültürel anlamda yeni adımların da önünü açar.

Çünkü bir ülkenin hafızasını yaşatan şey; yalnızca kitaplar, müzeler ya da antik yapılar değil, o hafızayla kurulan canlı ve samimi bağlardır.

Son olarak; Anamur’un tanıtımına, gelişimine ve dünyaya açılmasına her zaman katkı sunan Yücelen Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Yücelen’e gönülden teşekkür ediyorum.

Etkinliği başından sonuna kadar büyük bir özveriyle organize eden Vakıf Genel Müdürü Ergün Özaltun’u ve emek veren tüm vakıf öğretmenlerini de ayrıca alkışlıyorum.