Cumhuriyet Meydanında saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende MGC Başkanı Kaya Tepe, Atatürk Anıtına çelenk sundu. Etkinliğe; Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir ve kentte görev yapan çok sayıda gazeteci katıldı. Programda konuşan Tepe, 10 Ocak’ın tarihsel süreci hakkında bilgi verdi. Gazetecilerin kar kış demeden zor şartlar altında yılın 365 günü mesai mefhumu gözetmeden çalıştığını belirten Tepe, "Tarihin hangi sürecine bakarsanız bakın kültürü, dini, ırkı, cinsi ne olursa olsun insanlar haber almak isterler. Haber almak en doğal haklarıdır. Ve gazeteciler de bu haber alma hakkını insanlara verirler. 10 Ocak bizim için önemli; 10 Ocak, 1961 yılında gazetecilerin haklarını yasal statüye kavuştuğu tarih. Özel günler bizim için değerli. Özel günlerimize sahip çıkmazsak daha sonra savunacak bir şeyimiz de kalmaz. Zamanında elde ettiğimiz hakların savunuculuğunu bu özel günlerde yapmamız lazım. Bu özel günlerde tek kişi kalana kadar mücadelemizi sürdürmemiz lazım. Taleplerimizi, ihtiyaçlarımızı söylememiz lazım. Bunu bir sonraki nesile aktarmamız lazım. En önemli görevimiz bu. Zamanında yaşanan şeylerin ne olduğunun, ne bittiğini bir sonraki nesillere aktarmanın en önemli yollarından biri de bu özel günlerimize sahip çıkmak” dedi.

“BİZ KAMU ADINA GÖREVİMİZİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Teknolojinin hızla değiştiğini, gazetecilerin de bu dönemde zor bir süreçten geçtiğini dile getiren Tepe, “Baktığınız zaman gazeteci, ekonomik, kültürel, teknolojik, psikolojik pek çok tehditle karşı karşıya. Belki ekonomik ya da işte teknolojik gelişimleri bir şekilde aşarsınız. Bunlar çok sorun olmaz ama gazetecinin bu dönemde meslekiyle alakalı zor durumda kaldığı bir süreç var. Bu da yeni medyayla beraber yeni bir gazeteci tanımını; 'vatandaş gazeteciliği' tanımını ortaya çıkardı. Bir gecede vatandaşın biri 'Benden çok iyi gazeteci olur' diyor ve sabahında gazeteci olmaya karar verebiliyor. Siz, 20-30 yıldır bu mesleği yapan bir insan olarak bir günde kendini gazeteci ilan eden bir kişiyle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Ve bunun karşılığında da sizin yaptığınız haberlerle, onun yazdığı şeyler karşılaştırılabiliyor. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınız zaman işte bu biraz gazetecinin gücüne gidiyor. Ve bunun doğru olmadığını, herkesin gazeteci olmadığını, buna dikkat edilmesi gerektiğini, haberin gazetenin elinde haber olduğunu özellikle bilmemiz lazım. Vatandaşlarımızın bunu bilmesi lazım. Biz kamu adına görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bakın herkes savaştan, depremden, felaketten, olaylardan, mafyadan, terörden kaçarken, gazeteci üstüne gider. Tam tersine hareket eder. Çünkü doğasında bu vardır ve görevi budur” ifadelerini kullandı.

“GAZETECİLER OLAYA MUHALİF GÖZLE BAKAR”

Anadolu'da pek çok gazete, radyo ve televizyonun imkansızlıklar nedeniyle kapandığını ve basın mensuplarının işsiz kaldığını belirten Tepe, bu kurumların Basın İlan Kurumunun verdiği resmi ilanlar sayesinde ayakta kalabildiğini ifade ederek, "Basın İlan Kurumun verdiği ilanlar olmasa şu an yayın yapan gazete bulamazsınız. Belki birkaç kendi imkanı ile çıkmaya çalışan gazete olabilir ama onun dışında inanın bulamazsınız. Bu da Türkiye demokrasisi açısından çok büyük bir sorun, çok büyük bir sıkıntı" ifadelerini kullandı. Gazetecilerin yaptığı doğru ve etik değerlerden geçen haberlerden alınılmaması ve gücenilmemesi gerektiğine işaret eden Tepe, “Görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Muhalif gözle bakar gazeteci. Pek çok konuya farklı gözle bakmasıyla bilinir. Bakın herkes savaştan, depremden, felaketten, olaylardan, mafyadan, terörden kaçarken gazetecinin üstüne gider. Tam tersine hareket eder. Çünkü doğasında bu vardır bunu yapar. İşte bu zor şartlar altında kalan gazetecilerin en azından herhalde mesleki anlamda takdir edilmesi ya da gazetecinin ayrı bir yerde görülmesi bizim de aklımız olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi bu süreç zor geçiyor. Bu süreci atlatmamız lazım. Anadolu'da pek çok yerel gazete kapanıyor. Pek çok radyo televizyon kapanıyor ve  basın mensupları ne yazık ki işsiz kalıyorlar. Bunun bir şekilde çözümlenmesi lazım. Bununla alakalı olarak bakın çok samimi söylüyorum. Basın İlan Kurumunun vermiş olduğu resmi ilanlar olmasa şu an yayın yapan gazeteyi bulamazsınız birkaç tane hani kendi imkanına çıkmaya çalışan gazete olabilir. Ama onun dışında inanın bulamazsınız. Bunlar Türkiye demokrasisi açısından çok büyük bir sorun, çok büyük bir sıkıntı. Ne diyorsunuz? Yasama, yürütme, yargı diyorsunuz. Sonra basın gelir diyorsunuz. Bunun önemine dikkat ediyorsunuz dikkat çekiyorsunuz. Yasama, Yürütme ve Yargı nasıl ki vesayeti kabul etmiyorsa basın da vesayet kabul etmez. Etmemesi lazım. Görevini yapması lazım. Kimse hatasız değildir. Herkese hata yaptı. Yapabilir. Gazetecilerin yaptıkları ama tabii burada doğru haberlerden bahsediyorum. Gazeteci etik değerlerinden geçen haberlerden bahsediyorum. Bu insanların yaptıkları haber alınmamak, gücenmemek lazım. Bunun bir otokontrol, bir iç denetim olarak görülmesi gerekir” şeklinde konuştu.

MGC 50 YAŞINDA

Tepe, 1975 yılında kurulan MGC'nin de bu yıl 50 yaşına girdiğini söyledi. Gurur duydukları bir meslek örgütüne sahip olduklarını dile getiren Tepe, "1975 yılında atılmış bir tohum var. O zamanki önemli meslek büyüklerimiz, önemli gazeteciler bu tohumu atmışlar. 50 yıl boyunca üyelerimiz yönetim kurulları ve önceki dönem cemiyet başkanlarımız bu görevi yüklenmişler, sırtlamışlar. Ve işte 2025 yılına yılına geldiğimizde 50. yılını dolduran bir meslek örgütü olmuşuz. Artık çınar büyümüş, dalları serpilmiş, altında, gölgesinde sığınabileceğimiz, durabileceğimiz bir meslek örgütümüz olmuş. Biz bununla gurur duyuyoruz. Bu anlamda da bir kez daha hayatını kaybeden meslek büyüklerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu anlamda görev almış, emek vermiş üyelerimize, yöneticilerimize, önceki dönem başkanlarımıza da teşekkür ediyorum. Bu konuda bir kez daha basın meslek ahlak ilkelerine bağlı, tarafsız, kamu yararına her şeyi üstünde tutan, özel hayata saygın bir anlayışla çalışmaları sürdüren tüm basın kuruluşlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum" dedi.

BAŞKAN YILDIZ; “GAZETECİLER ARTIK KENDİLERİNE OTOSANSÜR UYGULAMAYA BAŞLIYORLAR”

Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, “Maalesef çalışan gazeteci olmak bile artık günümüzde bir haline gelmeye başladı. Yani anlayışının değişmesiyle birlikte bunun etkilerini görüyoruz ama aynı zamanda ülkemizde bir kısım spesifik özellikleri de var. Gazeteleri çalışalım. Mesela Türkiye'deki bütün kurumlar o kadar çok siyasallaştı Buna belki basın kurumu da dahil. Hakikaten her şeyi son yıllarda çok fazla siyasallaştırdık. Bir şeyi bu kadar çok siyasallaştırırsanız aynı zamanda sizi eleştirmesi gerekenlerin sizi hizaya getirmesi gerekenlerin size belki de kışla istikamet çizmesi gerekenlerin ölümüne engel olmuş oluyorsunuz Aslında bu siyasallaştırmayı en çok yapan siyasetçilerin kendi uşağı. Dolayısıyla siyasetçilerin hani en amiyane tabirle kendi ayaklarına sıktıkları bir süreç haline gelmeye başlıyor. Çünkü gerçekten gazeteci çalışamazsa, gerçekten gazeteci kendi fikrini açık seçip beyan edemezse, sonuçta siz her yaptığınız şeyin doğru olduğunu zannediyorsunuz. Aslında bir yanlışlar denizinde yüzerken doğru işler yaptığımızı düşünerek memlekete de şimdiki yaşadığımız hale getiriyorsunuz. Dolayısıyla en başta kendim için söylüyorum. Seçilmiş herkes ki bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de kararıdır. En sert eleştiriye açık olmak zorundadır Yani olmadığı hakaret olmadığı müddetçe gazetecinin yapması gereken temel işi budur zaten. Gazeteci kendi köşesinde yazarken kendi haberini yaparken bu memleketi idare eden insanlara ilişkin bir şeyi yanlış yapıyorsunuz kardeşim. O istikametten değil, bu istikametten gitmeniz daha diyemeyecekse eğer hakikaten bu işi yapmanın da artık bir anlamı kalmıyor. Ve Türkiye'de gittikçe gazetecilik mesleğinin kendisi başka bir hal almaya başlıyor. Gerçekten garipsedik yapsanız ki yani buradaki dostlarımız da artık hızla buradan kendilerini uzaklaştırmaya belki başlıyor. Hatta daha da tehlike ben onu da son zamanlarda gözlüyorum. Gazeteciler artık kendilerine otosansür uygulamaya başlıyorlar. Yani iş o raddeye geldi ki başkalarınız o tasan sürme, başkalarının onları durdurmasını engellemesine gerek kalmadan bazen gazetecilerimiz belki kendi güvenliklerinin sağlanması için ya da güvenli yaşamlarını devam ettirebilmek için belki başka gerçekten artık kendilerine oturması uygulamaya başladılar. Başta yerel gazeteler olmak üzere ben can çekiştiklerini düşündüm. Yani buradaki dostlarımın hemen hemen tamamına yakınmış şahsen tanıyorum. Gerçekten çok zor koşullarda mesleklerini icra ediyorlar ama bunların desteklenmesi konusunda yine en başta belediyeler olmak üzere kamu idare eden insanların ama o hale getirdiler ki ülkeyi mesela bir belediye başkanının günlük gazetelere satın alması yasak. Yani bir tasarruf tedbiri yayınladılar mesela tasarruf tedbirindeki en fazla tasarruf edilecek yer basın ve kurduğumuz ilişki. Ya zaten bir belediyenin ya da bir başka kamu kurumunun kaşımla kurduğu maddi ilişki nedir ki o belediye ya da o kamu kurumunun toplam bütçesi içerisinde? Ama en başa oy yazmışlar. Demişler ki gazete bile satın alamazsınız Dolayısıyla aslında ııı bu siyasallaşma benim bahsettiğim siyasallaşma o radyoya geldi ki bu mesleği gerçekten objektif bir şekilde yapmak isteyen gazeteciliği gazetecilikleri yapmak isteyen dostlarımızın artık ürününe çökme safhasına geldi” dedi. Konuşmaların ardından gazeteciler fotoğraf çektirdi.

BAŞKAN BOLTAÇ’TAN ‘10 OCAK’ MESAJI

Öte yandan Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle kutlama mesajı yayınladı. Başkan Boltaç, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Gazetecilik; gerçeğin peşinde koşan, toplumun sesi olma görevini üstlenen ve demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan, onurlu bir meslektir. Çalışan gazeteciler, halkın haber alma hakkını savunarak toplumsal şeffaflığı ve özgürlüğü koruma noktasında büyük bir özveriyle emek verirler. Bir haberin satır aralarına sığmayan zahmeti, gece gündüz demeden süren çabaları ve gerçeği ulaştırma mücadeleleri, toplumun aydınlık yarınlarının en önemli yapı taşlarını oluşturur. Doğru bilgiye ulaşmak ve bunu paylaşmak için fedakârca çalışan gazeteciler, halkın gözü, kulağı ve vicdanıdır. Kentimizin sesi olan tüm gazetecilere, mesleklerini onurlu bir şekilde icra etme mücadelelerinde yerel yönetim olarak her zaman destek olmaktan gurur duyuyoruz. Gazetecilik mesleğinin itibarını yükselten, halkın haber alma hakkını koruyan ve bu sorumluluğu layıkıyla taşıyan tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Unutulmamalıdır ki güçlü basın, güçlü bir toplumun temel taşıdır.”

BAŞKAN TUNCER'DEN 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

Mezitli Belediye Başkanı  Ahmet Serkan Tuncer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Tuncer, gazeteciliğin, toplumun doğru bilgilendirilmesi ve demokratik değerlerin korunmasında hayati bir rol oynadığını vurgulayarak, gazetecilerin fedakarca çalıştıkları her koşulda takdir edilmesi gerektiğini belirtti. Başkan Tuncer, “Basın, demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Gazeteciler, toplumun doğru bilgiye ulaşmasını sağlayan, kamuoyunun sesi olan ve toplumsal farkındalık oluşturan önemli bir görev üstlenmektedir.  Zorlu koşullarda bile görevini layıkıyla yerine getiren gazetecilerin, özgür ve bağımsız bir şekilde çalışmalarını sürdürebilmesi, demokrasi ve ifade özgürlüğü için büyük önem taşımaktadır. Bu anlamlı günde, tüm gazetecilerimizin Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, emeklerini takdirle karşılıyor ve sağlıklı, huzurlu bir çalışma ortamı diliyorum. Gazetecilerin, doğru ve güvenilir bilgi sunma adına verdikleri emek, toplumumuz için çok kıymetlidir. Hep birlikte daha güçlü bir medya ve daha özgür bir toplum için çalışmaya devam edeceğiz.” Başkan Tuncer, mesajında ayrıca Mersin’deki yerel basın mensuplarına da teşekkür ederek, onların da yaşanan gelişmeleri halkla buluşturmadaki katkılarının çok değerli olduğunu ifade etti.