Futbol sadece bir oyun değildir.

Bazen bir şehrin umududur, bir çocuğun hayalidir, yıllardır suskun kalmış bir tribünün yeniden haykırma çabasıdır.

Mersin İdman Yurdu tam da bu hikâyenin merkezinde.

Geçmişin yükü ağır, yaşanmış acılar derin...

Ama artık o umutsuzluk perdesi aralanıyor.

Çünkü bu şehir, Derince karşısında alınan galibiyetle birlikte yeniden inanmaya başladı.

Bu sadece bir maç değildi.

Bu, bir camianın küllerinden doğabileceğini hatırlattığı gündü.

O sahada oynanan sadece 90 dakika değil; verilen mücadele, gösterilen karakter ve sahiplenilen forma, Mersin’in futbol sahnesindeki varlığını yeniden ilan etmesiydi.

Sahada yürek vardı.

Teknik heyet, oyunu doğru okudu. Futbolcular, son düdüğe kadar savaştı.

Ve tribünler...

Onlar hiç susmadı.

Mersin, takımının yanında olduğunu haykırdı.

Bu şehir, kulübüne bir kez daha sahip çıktı.

Bu yolda geri dönüş yok.

Bu yolda sadece ileri var.

Çünkü futbol cesaret işidir.

Risk almadan, savaşmadan, inanmadan olmaz.

Ve Mersin İdman Yurdu artık o cesareti sahaya yansıttığını tüm Türkiye’ye gösterdi.

Ancak şunu unutmamalıyız:

Bu takım sadece sahadaki 11 oyuncudan ibaret değil.

Bu galibiyet; yönetimin doğru adımlarıyla, teknik ekibin inancıyla, futbolcuların azmiyle ve taraftarın sarsılmaz desteğiyle geldi.

Birlik olmadan bu başarı mümkün olmazdı.

Şimdi inancı büyütme zamanı.

Artık daha çok bağırmalı, daha çok sahip çıkmalı bu takıma.

Çünkü tribün boşsa, takım eksiktir.

Moral yoksa, takım eksiktir.

Destek olmazsa, bu mücadele yarım kalır.

Bu galibiyet, bir son değil.

Aksine, yeni bir başlangıcın habercisidir.

Yıllardır özlenen o ruh yeniden filizleniyor.

Yeniden eski güzel günlere dönmek var.

Bugün, inandığımız şeyin ilk meyvesini aldık.

Yarın, daha fazlası için yola devam edeceğiz.

Çünkü biz bir takımdan fazlasıyız.

Çünkü biz Mersin’iz.